21 Mart 2011 Pazartesi

Hey, sana söylüyorum; Öldüm ben

Sanırım birazdan beni gömecekler, eğer tabutun kapağı açık olsaydı size söylerdem ne yaptıklarını. Neyse canım zaten öldüm ben, çokta umurumda değil artık ama öldüğüme de üzüldüm be. İyi adamdım ben.
Şu Levent'te yeni açılan İstanbul Sapphire varya, terasına çıktmıştım oranın, on beş lira da para aldılar benden. Neymiş efendim, paralıymış, pehh..
Ölmeden önce gidin bi görün derim, gerçi  bende ölmeden hemen önce gördüm pek birşey anlamaya fırsatım olmadı ama siz gene de gidip görün. Manzara şahane; betonarme parkı.
Sevgili cenaze merasimi düzenleyicileri, İstanbul hakkında herkes bir şey söylüyor bugünlerde. Siz de farketmişsinizdir. Kimisi kadın'a benzetiyor kimisi hapis'e. saçmalık.
Ben istanbul'u bir şeye benzeticek olsam, heralde kesin birşey söylemez, eveleyip gevelerdim. Sizde muhtemelen öyle aval aval suratıma bakar, kafanızı hafifçe aşağı yukarı sallardınız ama ben anlardım bi halt anlamadığınızı.
Tüh ulan bak şimdi anladım; çok erken öldüm ben ya, daha neler yaparmışım halbuki.
Kendi kendime de konuşmayalı uzun zaman olmuş. Neyse canım, nasıl olsa beni kimse duyamaz. İtiraf ediyorum; deliyim ben.
Ey beni gömmek için kürek sırası bekleyen ve muhtemelen burdan çıkışta bi yerde toplanıp benim hakkında saçma sapan konuşacak, boş övgüler sıralayacak insanlar, bakın yine söylüyorum deliyim ben.
Madem deliyim, o zaman istediğimi söyleyebilirim değil mi ? Hey çocuk, şuan büyük ihtimalle kalabalığın arkasında elinde beş litrelik su şişesiyle bekliyorsun. Aferin. Hergün gel sula mezarımı, serp suyu toprağıma.
Bi de papatya ek ama küçüklerinden, hep sevmişimdir papatyaları, Mezar taşlarımı da temizle, pırıl pırıl olsunlar. He bu arada, babanın hayrına yapacak değilsin ya bunları. Hepsinin parasını şuan mezarımın başında en çok ağlayan hıyar kimse ondan al.
Parayı vermez ise hortlar, musallat olurum. Ortağız bundan sonra seninle. Hadi bakalım göreyim seni.
Yağmur da başladı, su damlaları tabutumdan içeri sızıyor. Yaz yağmuru bu, iyidir iyi.
Bi dakika ya, ulan yoksa ıslak ıslak mı gömücekler beni, hiçte sevmem böyle şeyi. Ölü de olsa, insan üzülüyor. En azından beyaz rengini hep sevmişimdir, ya kefen başka renk olsaydı. O zaman daha çok üzülürdüm işte. Neyse canım toprağın altında kim ne diyecek bana..
hoopppaaa, işte tabuttan çıkarıp, mezara koydular beni. Bundan sonrasında zaten bir şey yok. Üstüme başıma toprak yığacaklar falan feşmekan.
Bende sessiz sessiz yatarım artık. Rahatsız eden de olmaz zaten. En güzeli aslında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder